Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Ülkemizde ulaşım Anadolu'nun şeklinden ve üzerindeki yüzey şekillerinden dolayı doğu-batı doğrultulu bir uzanış gösterir. Ancak teknik olanaklardaki ilerlemelerebağlı olarak kuzey-güney doğrultulu yollar da tarihi süreç içinde gelişmiştir.
Ülkemizde varlığı bilinen en eski karayolu M.Ö. 2000 yılında Hititler tarafından yapılmıştır. Bu yol İç Anadolu'daki başlıca yerleşme merkezlerini birbirine bağlıyorayrıca Karadeniz ve Ege kıyılarına kadar uzanıyordu. Pers İmparatorluğu zamanında ise bu imparatorluğun başkenti olan Susa'yı Musul, Mardin, Diyarbakır, Malatyave Sivas'tan geçerek Ege Bölgesi'nin ünlü kenti Sardes'e ve buradan Ege kıyılarındaki liman kentlerine bağlayan (Foça, İzmir, Efes, Milet), uzunluğu 2600 km.'yi bulan Kral Yolu yapıldı.
Roma İmparatorluğu döneminde Anadolu'yu baştan başa geçen ve batı ucu İstanbul'a yönelen çok sayıda yol yapılmıştır. Selçuklular döneminde yapılan yeni bir yolise İstanbul'dan Konya'ya buradan Gülek Boğazı'ndan geçerek Tarsus, Antalya'ya,Kayseri, Sivas, Erzincan üzerinden Erzurum'a giden yollardır. Günümüzde bu yollar üzerinde yer alan çok sayıda han ve kervansaray kalıntısına rastlanır.
Osmanlılar ise genellikle Selçukluların yaptıkları yolları kullanmışlar, ancak Anadolu üzerindeki doğu-batı doğrultulu depresyonların sağladığı kolaylıktan yararlanarak Bolu Amasya üzerinden Erzurum'a kadar uzanan bir kuzey yolu meydanagetirmişlerdir. Anadolu'da karayolları Ümit Burnu'nun bulunması ve Avrupa'danHindistan'a doğrudan denizyoluyla gitmenin mümkün olması ile önemini kaybetmiştir.
19. yüzyıla gelindiğinde yeni bir ulaşım aracı olarak demiryollarının gelişmesi dikkati çeker. Bu amaçla İngiliz ve Fransızlar kendi ekonomik çıkarları doğrultusundademiryolları yapmışlardır. Bu demiryollarının ilki 1856 yılında yapımına başlanan 1866 yılında biten İzmir-Aydın hattıdır. Söz konusu hattın ilk kısmı 1858 yılın-da tamamlanarak hizmete giden 30 km.'lik İzmir (Basmane)-Gaziemir-Torbalı hattıdır. 1866 yılında Aydın'a, 1888 yılında Afyonkarahisar-Dinar'a ve yine TorbalıÖdemiş'e uzatılan bu yol toplam 515 km. uzunluğundaydı. Bu yolu İzmir-Kasaba(Turgutlu) hattı izledi. 1864 yılında yapımına başlanan hattın İzmir-Manisa bölümü1865 yılında, Manisa-Turgutlu (Kasaba) bölümü 1866 yılında yapılmıştır. Daha sonra bu hattın devamı olarak Turgutlu Alaşehir (1866), Alaşehir-Uşak-Afyonkarahi-sar (1897) Manisa-Soma güzergahı (1888) eklenmiş ve demiryolunun uzunluğu 516km.'yi bulmuştur. Her iki demiryolunun yapılış amacı tarımsal bakımdan son derece verimli Ege ovalarının tarım ürünlerini (özellikle tekstil sanayinin hammaddesiolan pamuğun) ve madenlerini İzmir Limanı aracılığı ile Avrupa'ya ulaştırmaktır.
İngiliz ve Fransızlar dışında Avusturya ve Alman şirketleri de Türkiye'de demiryolu yapımına giriştiler. Avusturyalıların girişimi ile 1870 yılında 319 km.'lik İstanbul-Edirne arasında, İstanbul'u Balkanlara bağlayan "Şark Demiryolu" yapılmıştır. Türkiye'de Almanlar tarafından yapılan en önemli demiryolu hattı ise "Anadolu Hattı"adını taşıyan demiryoludur. Bu hatlardan 1072 km.'yi bulan İstanbul-Ankara ve Eskişehir-Afyon-Konya (445 km) hattı 1873-1869 yılları arasında yapılmış, 1918 yılında Nusaybin'e ulaşmıştır. Bu hatların İstanbul'daki devamı olan İstanbul Sirkeci Garı ve rıhtımı 1887 yılında, Haydarpaşa Garı ve rıhtımı ise 1909 yılında yapılmıştır.
19. yüzyıl sona ermeden yapılan diğer bir hat 1883-1886 yılları arasında yapılan veamacı verimli Adana ovalarının zenginliğini Mersin limanı aracılığı ile Avrupa pa-zarlarına taşımak olan Mersin-Tarsus-Adana demiryoludur. Osmanlılar dönemin-de yapılan diğer demiryolları ise Konya-Adana (1902-1908 yılları arasında açılan To-ros tünelleri vasıtası ile) Gümrü-Kars-Sarıkamış-Erzurum (1915-1916) ve Güney (İs-kenderun-Suriye, Mardin-Suriye) demiryollarıdır.
Cumhuriyet döneminde demiryollarının yapımına oldukça önem verilmiştir. Osmanlılar döneminde Ankara'ya gelmiş olan demiryolu doğuya doğru uzatılarak Kayseri (1927), Sivas (1930), Erzurum'a (1939) ulaşmıştır. Bu hattan ayrılan yollar(Ankara-Zonguldak-1937, Sivas-Samsun 1932) ile Anadolu'dan Karadeniz'e ikinoktada ulaşılmıştır. Diğer taraftan Kayseri-Ulukışla yolunun yapımı ile İç Anadolu demiryolu halkası tamamlanmıştır. Sandıklı üzerinden Afyonkarahisar'a uzatılan bir hat (1936 yılı) tamamlanmış böylece İzmir-Aydın-Dinar hattı Afyonkarahisar'da Haydarpaşa-Konya hattına bağlanmış, Kütahya-Balıkesir arasında yapılanhat ile Batı Anadolu demiryolu güzergahı da tamamlanmış oldu. Sivas'tan Malatya'ya ayrılan hat ile doğu illerimizle demiryolu bağlantısı kurulmaya başlanmıştır.Bu amaçla Sivas doğusunda Çetinkaya'dan ayrılan bir hat Malatya Fevzipaşa'dangelen yolla birleştirilmiştir. Malatya'dan doğuya Kurtalan'a (1944) uzanan yol tamamlanmış, diğer taraftan Malatya Yolçatı'dan ayrılan bir hat Elazığ'a (1934) ulaşmış buradan Murat vadisini izleyerek Muş üzerinden Van Gölü kıyısında Tatvan'avarmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde deniz ulaşımı ise son derece geri durumdaydı.Kapitülasyonlar nedeniyle limanlarımız yabancı gemilere tamaman açıktı. 1850'dekurulan Şirket'i Hayriye (Osmanlı Denizcilik Şirketi) 6 adet buharlı gemi satın almış,bu gemiler İstanbul-İzmir, İstanbul-Selanik, İstanbul-Trabzon ve İstanbul-Beyrutseferleri yapmışlardır. Ancak Osmanlılar gerek yolcu gerekse yük taşımacılığı bakı-mından Avrupa ülkeleri ile rekabet edebilecek bir potansiyele sahip değildi. Bu nedenle Türk limanları arasında eşya ve yolcu taşıma hakkı Lozan Anlaşması'nda (24Temmuz 1923) kabul edilen Kabotaj Yasası (1 Temmuz 1926) çıkana kadar gerçekleşememiştir.
Tarih: 2016-03-02 01:56:33 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Türkiye'de Ulaşımın Tarihsel Gelişimi Nedir
Ülkemizde varlığı bilinen en eski karayolu M.Ö. 2000 yılında Hititler tarafından yapılmıştır. Bu yol İç Anadolu'daki başlıca yerleşme merkezlerini birbirine bağlıyorayrıca Karadeniz ve Ege kıyılarına kadar uzanıyordu. Pers İmparatorluğu zamanında ise bu imparatorluğun başkenti olan Susa'yı Musul, Mardin, Diyarbakır, Malatyave Sivas'tan geçerek Ege Bölgesi'nin ünlü kenti Sardes'e ve buradan Ege kıyılarındaki liman kentlerine bağlayan (Foça, İzmir, Efes, Milet), uzunluğu 2600 km.'yi bulan Kral Yolu yapıldı.
Roma İmparatorluğu döneminde Anadolu'yu baştan başa geçen ve batı ucu İstanbul'a yönelen çok sayıda yol yapılmıştır. Selçuklular döneminde yapılan yeni bir yolise İstanbul'dan Konya'ya buradan Gülek Boğazı'ndan geçerek Tarsus, Antalya'ya,Kayseri, Sivas, Erzincan üzerinden Erzurum'a giden yollardır. Günümüzde bu yollar üzerinde yer alan çok sayıda han ve kervansaray kalıntısına rastlanır.
Osmanlılar ise genellikle Selçukluların yaptıkları yolları kullanmışlar, ancak Anadolu üzerindeki doğu-batı doğrultulu depresyonların sağladığı kolaylıktan yararlanarak Bolu Amasya üzerinden Erzurum'a kadar uzanan bir kuzey yolu meydanagetirmişlerdir. Anadolu'da karayolları Ümit Burnu'nun bulunması ve Avrupa'danHindistan'a doğrudan denizyoluyla gitmenin mümkün olması ile önemini kaybetmiştir.
19. yüzyıla gelindiğinde yeni bir ulaşım aracı olarak demiryollarının gelişmesi dikkati çeker. Bu amaçla İngiliz ve Fransızlar kendi ekonomik çıkarları doğrultusundademiryolları yapmışlardır. Bu demiryollarının ilki 1856 yılında yapımına başlanan 1866 yılında biten İzmir-Aydın hattıdır. Söz konusu hattın ilk kısmı 1858 yılın-da tamamlanarak hizmete giden 30 km.'lik İzmir (Basmane)-Gaziemir-Torbalı hattıdır. 1866 yılında Aydın'a, 1888 yılında Afyonkarahisar-Dinar'a ve yine TorbalıÖdemiş'e uzatılan bu yol toplam 515 km. uzunluğundaydı. Bu yolu İzmir-Kasaba(Turgutlu) hattı izledi. 1864 yılında yapımına başlanan hattın İzmir-Manisa bölümü1865 yılında, Manisa-Turgutlu (Kasaba) bölümü 1866 yılında yapılmıştır. Daha sonra bu hattın devamı olarak Turgutlu Alaşehir (1866), Alaşehir-Uşak-Afyonkarahi-sar (1897) Manisa-Soma güzergahı (1888) eklenmiş ve demiryolunun uzunluğu 516km.'yi bulmuştur. Her iki demiryolunun yapılış amacı tarımsal bakımdan son derece verimli Ege ovalarının tarım ürünlerini (özellikle tekstil sanayinin hammaddesiolan pamuğun) ve madenlerini İzmir Limanı aracılığı ile Avrupa'ya ulaştırmaktır.
İngiliz ve Fransızlar dışında Avusturya ve Alman şirketleri de Türkiye'de demiryolu yapımına giriştiler. Avusturyalıların girişimi ile 1870 yılında 319 km.'lik İstanbul-Edirne arasında, İstanbul'u Balkanlara bağlayan "Şark Demiryolu" yapılmıştır. Türkiye'de Almanlar tarafından yapılan en önemli demiryolu hattı ise "Anadolu Hattı"adını taşıyan demiryoludur. Bu hatlardan 1072 km.'yi bulan İstanbul-Ankara ve Eskişehir-Afyon-Konya (445 km) hattı 1873-1869 yılları arasında yapılmış, 1918 yılında Nusaybin'e ulaşmıştır. Bu hatların İstanbul'daki devamı olan İstanbul Sirkeci Garı ve rıhtımı 1887 yılında, Haydarpaşa Garı ve rıhtımı ise 1909 yılında yapılmıştır.
19. yüzyıl sona ermeden yapılan diğer bir hat 1883-1886 yılları arasında yapılan veamacı verimli Adana ovalarının zenginliğini Mersin limanı aracılığı ile Avrupa pa-zarlarına taşımak olan Mersin-Tarsus-Adana demiryoludur. Osmanlılar dönemin-de yapılan diğer demiryolları ise Konya-Adana (1902-1908 yılları arasında açılan To-ros tünelleri vasıtası ile) Gümrü-Kars-Sarıkamış-Erzurum (1915-1916) ve Güney (İs-kenderun-Suriye, Mardin-Suriye) demiryollarıdır.
Cumhuriyet döneminde demiryollarının yapımına oldukça önem verilmiştir. Osmanlılar döneminde Ankara'ya gelmiş olan demiryolu doğuya doğru uzatılarak Kayseri (1927), Sivas (1930), Erzurum'a (1939) ulaşmıştır. Bu hattan ayrılan yollar(Ankara-Zonguldak-1937, Sivas-Samsun 1932) ile Anadolu'dan Karadeniz'e ikinoktada ulaşılmıştır. Diğer taraftan Kayseri-Ulukışla yolunun yapımı ile İç Anadolu demiryolu halkası tamamlanmıştır. Sandıklı üzerinden Afyonkarahisar'a uzatılan bir hat (1936 yılı) tamamlanmış böylece İzmir-Aydın-Dinar hattı Afyonkarahisar'da Haydarpaşa-Konya hattına bağlanmış, Kütahya-Balıkesir arasında yapılanhat ile Batı Anadolu demiryolu güzergahı da tamamlanmış oldu. Sivas'tan Malatya'ya ayrılan hat ile doğu illerimizle demiryolu bağlantısı kurulmaya başlanmıştır.Bu amaçla Sivas doğusunda Çetinkaya'dan ayrılan bir hat Malatya Fevzipaşa'dangelen yolla birleştirilmiştir. Malatya'dan doğuya Kurtalan'a (1944) uzanan yol tamamlanmış, diğer taraftan Malatya Yolçatı'dan ayrılan bir hat Elazığ'a (1934) ulaşmış buradan Murat vadisini izleyerek Muş üzerinden Van Gölü kıyısında Tatvan'avarmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde deniz ulaşımı ise son derece geri durumdaydı.Kapitülasyonlar nedeniyle limanlarımız yabancı gemilere tamaman açıktı. 1850'dekurulan Şirket'i Hayriye (Osmanlı Denizcilik Şirketi) 6 adet buharlı gemi satın almış,bu gemiler İstanbul-İzmir, İstanbul-Selanik, İstanbul-Trabzon ve İstanbul-Beyrutseferleri yapmışlardır. Ancak Osmanlılar gerek yolcu gerekse yük taşımacılığı bakı-mından Avrupa ülkeleri ile rekabet edebilecek bir potansiyele sahip değildi. Bu nedenle Türk limanları arasında eşya ve yolcu taşıma hakkı Lozan Anlaşması'nda (24Temmuz 1923) kabul edilen Kabotaj Yasası (1 Temmuz 1926) çıkana kadar gerçekleşememiştir.
Tarih: 2016-03-02 01:56:33 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx